Haber

Öztrak, “Hükümet ilk 6 ay yüzde 14, ikinci 6 ay yüzde 9 teklif etti.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, geçtiğimiz mayıs ayında yapılan 13’üncü Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerinde AKP’nin “mülakatı kaldıracağız” sözünü hatırlatarak, “Seçim döneminde bizden kopyaladıkları en önemli vaatlerden biri liyakatti. üs ve mülakatlar kaldırıldı.Seçim bitti şimdi hepsi sözlerini unuttular.Hamili kartım” notlarıyla kamu alımları tüm hızıyla devam ediyor.Daha iki gün önce Erdoğan 145 kadroyu atadı.Tüm koltuklar rezerve edildi. partisinden aday olan veya seçilmeyenler ile çocuklarının yönetici olduğu vakıfların yönetiminden gelenler için “Danışmanlar, eşler, dostlar ve akrabalarla dolular. Onların dertleri millet değil, taraftardır. Milleti görmüyorlar, sesini duymuyorlar’ dedi. Kamu toplu iş görüşmelerinde Öztrak, ‘Devlet memura ilk 6 ay yüzde 14, ikinci 6 ay yüzde 9 teklif etti. . Merkez Bankası Başkanı 10 gün önce 2024’te enflasyon yüzde 33 olacak demedi mi? “Enflasyon farkı verecek… Enflasyon farkı vermek yerine hedeflediğiniz enflasyona göre maaş verin” dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı’nın ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Karadeniz bölgesinin başlıca geçim kaynakları arasında yer alan fındığın fiyatını 82,50 TL olarak açıklayan Öztrak, “Saray da fındık üreticisinin sesini duymadı. Genel Başkanımız ‘Fındık için en az 4 dolar verin’ dedi. “Uğrayan üretici fındık ocaklarını baltayla parçalayarak isyan ediyor. Yeni Tarım Bakanı, üreticinin fındığın fiyatından nasıl memnun olduğunu açıklıyor” dedi.

Öztrak’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“PARTİDE YEREL SEÇİMLER İÇİN YAPILACAK HAZIRLIKLAR VE KONGRE SÜREÇLERİ HEYETİMİZİN GÜNDEMİNDE OLDU” : Merkez Yönetim Kurulu yeni bitirdi. Bugün MYK toplantımızda, hükümetin artan hayat pahalılığı nedeniyle çalışmaları bir bahara daha ertelemesini, çift haneli enflasyonun önümüzdeki yıllarda da devam edeceğine dair açıklamalarını ve bunun sürdürülebilir olup olmadığını tartıştık. Kamu çalışanları ve emeklilerin toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, artan kiralar ve fiyat artışlarına ayak uyduramayan fiyatlar bir diğer değerli gündem maddesi oldu. Parti içinde yaklaşan yerel seçim hazırlıkları ve kongre süreçleri de meclisimizin gündemindeydi.

DÜNYADA YAĞMUR YAĞMALI, sel var; GÜNEŞ DÜNYA ÜZERİNDEN DOĞUYOR, ÇÖLE GİDİYORUZ: ‘Fırtına doğal koşulların bir sonucudur. Akıl ise, hava iyice sertleşirken görüp önlem almamız için bize verilmiş bir hediyedir.’ Devleti yönetmeye talip olanlar, aklını kullanarak olayları önceden görebildikleri ve önlem alabildikleri sürece milletimizin refahını artırabilirler. Bugün ülkemizde yaklaşan fırtınalara karşı önlem almak şöyle dursun, rüzgara tüküren zamanında önlem almayan, ‘vatandaşım’ yerine ‘yandaşım’ diyen bir iktidar iş başında. Bu yüzden dünyada yağmur yağar, seller olur; Güneş doğar yeryüzüne, çöl oluruz. Fatura her zaman dar gelirli ve sabit gelirli vatandaşlarımıza çıkıyor. Bunlar bu hükümet; Aşağı mahallede vatandaşlarımıza talkını veriyorlar, yukarı mahallede yandaşlarıyla birlikte boku yutuyorlar.

VERİLEN ZARARIN BEDELİNİ MİLYONLARCA MÜLTECİNİN MİLLETİN GERİ DÖNÜŞÜNE BİNEN 10 MİLYAR DOLARLIK FATURA İLE ÖDEDİK: 12 yıl önce hükümet, bölgenin güçlü ve barışçıl ülkesi olmak yerine Emevî Camii’nde namaz kılmak için Suriye’deki iç savaşa taraf oldu. Hatalarının bedelini, ülkedeki milyonlarca sığınmacının sırtına düşen on milyarlarca dolarlık faturalarla ödedik. On yıl önce, Merkez Bankası dolar basımını yavaşlatacağını duyurdu. Hükümet bunu öngöremedi. Ekonomiyi konsolide edemedi. Türkiye ekonomisi derin bir türbülansa girdi. Dünyanın en kırılgan ekonomileri listesinde ilk beşte yer almaktadır. İnsanlar bunu işsizlik ve yaşam maliyeti olarak ödüyor.

DÜNYA HAM PETROL FİYATI SON YILDA YÜZDE 13 AZALDI: İki yıl önce Rusya, Ukrayna’ya saldırdı. Gıda fiyatları tüm dünyada sıçradı, ancak ardından yüzde 22 düştü. Ülkemizde gıda fiyatları yüzde 94 arttı. Hükümet tarımda yıllardır ‘üretimi bırak, ithalata bak’ stratejisini izledi. Fatura yine vatandaşlarımıza kesildi, öyle. Bundan bir yıl önce, geçen yılın Haziran ayında dünya petrolünün varili 100 dolara yükseldi. Şimdi 86 dolara düştü. Dünyada ham petrolün fiyatı son bir yılda yüzde 13 düştü. Ülkemizde seçimden sonraki 3 ayda motorinin pompa fiyatı yüzde 106 arttı. Fiyatlar dünyada düşüyor, bizde artıyor. Ülkemizde işler ters giderken, iktidar başkanı ‘Dışarıda böyle, biz ne yapalım’ diye bahaneler uydurmaya çalışıyor. ‘Bize dışarıdan saldıranlar var’ demeye devam ediyor. İnsanlara yalan söylemeye devam ediyor.

ERDOĞAN’IN SÖZLERİ YİNE KÖTÜydü: Ağustos 2021’de Erdoğan, “Bu tür bir enflasyonun daha yükseğe çıkması mümkün değil, çünkü faiz oranlarında aşağı iniyoruz” dedi. Talimatla faiz indirimi sonunda enflasyon düşüktü. Sonunda ilgi başladığı yere geri döndü. Rekor kıran enflasyonla baş başa kaldık. Erdoğan’ın söylediği saçmalık çıktı. 2022’nin sonunda Erdoğan ‘2023’te herkes enflasyonu yüzde 20 seviyesinde hesaplasın’ dedi. ABD’den ithal ettiği Merkez Bankası Başkanı geçen ay enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 58 olacağını açıklamıştı. Erdoğan’ın sözlerinin saçmalık olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

BİR AYDA GERÇEK İŞSİZ SAYI 660 BİN ARTTI. 9 MİLYONDAN FAZLA: ‘Doları alan yaya kalsın’ dediler, almayan ise yaya kaldı. ‘Dış ticaret açığı kapanacak’ dediler, açık ikiye katlandı. ‘Cari açık düşer’ dediler, rekor kırdı. Erdoğan daha geçen hafta ‘Asla taviz vermeyeceğimiz iki şey var. Biri istihdam, diğeri büyüme. Ardından TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı. Gerçek işsiz sayısı bir ayda 660 bin arttı. 9 milyondan fazla. Ülkemizdeki işsiz sayısı dünyada 100 ülke nüfusunu geçti. Söylediği şey saçmalıktı. Erdoğan seçimden önce ‘Ekonomi iyi, şaha kalkıyoruz’ diyordu. Seçimi kazanmak için daha önce ne dediyse onu yaptı, ‘Seçimi kaybedeceğimi bildiğim halde’ dedi. Yetmedi, milletin parasını çarçur ettiler. Kazanın dibini deldi, ülke dövizsiz kaldı. Ekonominin sağlam olduğu da söylendi.

Dışarıdan bulamayınca faturayı millete kestiler: Seçimden sonra Erdoğan birkaç ismi vitrine çıkararak neden olduğu ağır güven krizini aşabileceğini, ülkeye para getireceğini, yerel yönetimler seçimlerine kadar iktidarda kalabileceğini düşündü. Ancak uluslararası piyasalar vitrine aldanmadı. Yapacaklarını söylediklerine inanmıyordu. Bir zamanlar hain ilan ettikleri, katil dedikleri, lanetledikleri Körfez hükümdarlarının, şehzadelerinin, tarikatlarının, bilgelerinin eteklerine çaresizce sarılarak elleri ayakları ile karşılarına dikildiler. Bir zamanlar darbeci dedikleri Arap liderlerin arasına karıştılar. Kalan kamu şirketlerini, Belçika’nın yüzölçümünden daha büyük olan arazilerimizi kendilerine satmayı teklif ettiler. Onlar da kanamadı. Dışarıdan bulamayınca faturayı millete kestiler. KDV, ÖTV, harç ve diğer vergileri artırdılar. Yetmedi, yine MTV’yi almaya çalıştılar. Anayasayı hiçe saydılar. Seçime kadar ellerinde tuttukları dövizi serbest bıraktılar. Paramızı çaldılar.

HAZİNENİN NAKİT AÇIKLARI İLK 7 AYDA GEÇEN YILIN DÖNEMİNE GÖRE YİNE YÜZDE 1066 ARTTI: Çorlu’daki pazarcılar, İstanbul Bayrampaşa’dan bedava meyve sebze alsalar bile yükleme ve nakliye masrafı nedeniyle kilosunu 5 liraya satmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Dizel böyle giderse katlanacak diye korktuklarını da belirtiyorlar. Okul servisleri ise velilerin hizmet bedelleri ile kendi giderlerinin nasıl karşılanacağı konusunda endişeliydi. Millete yüklenen bu kadar yüke rağmen hazinenin nakit açığı ilk 7 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1066 arttı. 11 hatta 12 kat. 434 milyar lirayı aştı.

MERKEZ BANKASI ÖRNEĞİNDE BORSA YOKTUR: Hazinede yok, elde yok, avuçta yok, Merkez Bankası’nın kasasında döviz yok. Yapılacak özel. Enflasyonu düşürürsünüz. Halkı rahatlatacaksınız. Bunun için, hesap verebilirliği öngören bir takvime bağlı, güçlü çıpalarla güçlü bir program yapacaksınız. Ancak sarayın böyle bir vasiyeti yoktur. Vitrine konulan isimlerin böyle bir hazırlığı yok gibi görünüyor. Mayıs ayında seçimler yapıldı. Haziran geçti, Temmuz geçti. Ağustos ayının ortasına geldik. Hala yürüyüşlerden başka bir şey yok. Biz bu konularda alınacak önlemleri MYK’mızda tartışırken, hükümetin bir programı, bir eylem planı yok.

EĞER HİÇBİR ŞEY YAPAMIYORSANIZ NEDEN BU KOLTUKLARI OTURUYORSUNUZ: Zahmet etseler, Millet İttifakı’nın hazırladığı Ortak Politikalar Mutabakat Zaptı’na ve diğer belgelere bakarlardı. Hazırlıksız kalınca enflasyonla mücadelede yelkenler açıldı. Tek haneli enflasyon vaatleri de rafa kaldırıldı. ‘Türkiye’nin dinamik optimizasyon problemini en büyük kısıtlama sarayda otururken çözmeye başlayamayacağını’ anlayan Merkez Bankası Başkanı ilk havluyu attı. Enflasyon hedefini yüzde 58’e çeken zam, yerini baskı politikasına bıraktı. 2025’e kadar çift haneli enflasyon sözü verdi. Vitrinin bir diğer adı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kapalı toplantılarda ‘Ekonomide olumlu gelişmeleri 2025’te değil, 2026’da görebiliriz’ diye sızdı. Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise yurt dışında pazar aramanın öneminden bahsediyor. Yani açıkça ‘İnsanlar yüksek fiyata bir şey alamayacak, şirketler ne üretirse satsın’ diyor. Biz diyoruz ki, ‘Madem yükselen fiyatlara, düşen enflasyona, milletin harap olan hayat pahalılığına seyirci kalacaksanız, neden o koltuklarda oturuyorsunuz? Hiçbir şey yapmayacaksanız, neden o koltukları işgal ediyorsunuz?’

BİZDEN KOPYALADIKLARI FİYATIN TEMELİ, GÖRÜŞMENİN KALDIRILMASI OLDU. SEÇİM BİTTİ, ŞİMDİ SÖYLEDİKLERİ SÖZLERİ UNUTTULAR: Seçim döneminde bizden kopyaladıkları en kıymetli vaatlerinden biri liyakatın esas alınmasıydı ve mülakat kaldırıldı. Seçim bitti, sözlerini unuttular. Söyleşi ile ‘Hamil-i kart bana yakın’ notlarıyla kamu alımları tüm hızıyla devam ediyor. Daha iki gün önce Erdoğan 145 göreve atandı. Tüm koltuklar partiden veya seçilmemiş adaylardan, çocuklarının yönetici olduğu vakıfların yönetiminden gelen adaylardan, danışmanlardan, eşlerden, dost ve akrabalardan doldurulur. Onların kederi millet değil, yoldaşlardır. İnsanları görmüyorlar, seslerini duymuyorlar.

ÜRETİCİNİN FINDIK FİYATINDAN NE KADAR MEMNUN OLDUĞUNU BAKANI AÇIKLADI: Saray fındık üreticisinin sesini duymadı. Genel Başkanımız ‘Kilosu en az 4 dolar ödeyin’ dedi. 3 doları bile çok gördüler. Giresun’da hayal kırıklığına uğrayan üretici, fındık ocaklarını baltayla parçalayarak isyan etti. Yeni Tarım Bakanı, üreticinin fındığın fiyatından ne kadar memnun olduğunu açıklıyor. Devlet buğday üreticisinin sesini de duymadı. Genel Başkanımızın prim dahil 13 lira tavsiye ettiği buğdaya 9 lira 25 kuruş verdiler. Ama Office buğday almıyor. Alsa da aylar sonra ödüyor. Diğer bahara bir liralık teşvik primi kaldığı söyleniyor. Üreticiyi tüccarın kucağına itiyorlar.

ENFLASYON FARKI VERECEKSE MAAŞI HEDEFLEDİĞİNİZ ENFLASYONA KARŞI VERİN: Devlet memura ilk 6 ay yüzde 14, ikinci 6 ay yüzde 9 teklif etti. Merkez Bankası Başkanı 10 gün önce 2024 enflasyonu yüzde 33 olacak demedi mi? İşte bir kez daha söylüyorum, onlarda ne merhamet ne de hikmet kalmıştır. Enflasyon farkı verirdi… Enflasyon farkı vermek yerine hedeflediğiniz enflasyona göre maaş verin. Bana emekli maaşını ver. Depremzedelerin sesleri de duyulmuyordu. Beşerler, yakınlarının cenazelerini bulmak için hâlâ umut beklerken, bu iktidar depremzedeleri zorla evlerinden çıkarıyor. Sonra utanmadan muhalefete iftira atıyorlar. Çalışanların sesini duymuyorlar. Mevsimlik tarım işçilerinin dramı bu yıl da devam ediyor. Mekiklerle, kamyonlarla, bazen de traktör kasalarıyla bir yerden bir yere taşınırken kazalarda yaralanıyor ve hayatlarını kaybediyorlar. Devlet onları izliyor.

BU YILIN İLK YARISINDA 4 MİLYON 140 BİNİ AŞTI: Çocuklarımız yeterince beslenmiyor. Bu onların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini etkiler. Saray rıhtımlarının oğulları şişmanlarken, bu toprakların oğulları bodur kalıyor. 100 çocuktan 15’i kısa bir metni okuyup anlayamıyor. Devlet desteği olmadan elektrik faturasını ödeyemeyen hane sayısı 2022’de 3 milyon 691 bine ulaştı. Bu yılın ilk yarısında ise 4 milyon 140 bini geçti. Milleti yoksulluğa mahkum ederek büyük bir ekonomik soykırımla Cumhuriyetin ikinci yüzyılının inşasına başlarlar.

AVRUPA’DA ERDOĞAN İLE YENİDEN KABUL ANLAŞMASI İMZALAYAN DEVLETLER, ERDOĞAN’IN SEÇİMİ KAZANMASI İÇİN DE DUA ETTİLER: Hükümet sıfır tüketince Avrupa’nın mülteci gettosu olma projesini hızlandırdı. Seçimden birkaç gün sonra Macaristan Başbakanı Orban; Erdoğan’a sadece şans dilemedim, çokça da dua ettim. Kazanmasaydı bir trajedi olurdu. “Bu yaz bitmeden bir, iki, üç milyon mülteci Macaristan sınırına gelecek” dedi. Sadece Macaristan değil, Avrupa’da Erdoğan’la geri kabul anlaşmaları imzalayan devletler de Erdoğan’ın seçimi kazanması için dua ettiler. Seçimde sadece iktidarla, AK Parti timleriyle değil onlarla da çaba sarf ettik.

İNGİLİZLER TÜRKİYE’NİN SİSTEMİNE MÜDAHALE AÇACAK, SİĞİNCİLER KENDİ ÜLKELERİNE GELMEYECEK : Geçen hafta İngiliz basınından hepimizin öğrendiği bir gelişmeyi Başkanımız gündeme getirdi. Bu bizim basınımızda yoktu, İngiliz basınında vardı. Türkiye ile İngiltere arasında ‘insan kaçakçılığı ağlarının önlenmesi ve çökertilmesi’ için anlaşma imzalandı. Mükemmeliyet Merkezi adı altında ‘yasa dışı göç ile hedeflenen çaba’ birimi oluşturuluyor ortak. İngiltere Göçmen Bakanı’nın açıklamasına göre, İngiltere’ye göçmen göçünü durdurmak için Türkiye’ye hükümete mali destek de verilecek. Yani İngilizler, mültecilerin kendi ülkelerine gelmesinler diye Türkiye’nin sistemine açıkça müdahale edecekti. İngiliz basını da AB ile benzer bir geri kabul anlaşmasının Türkiye ile İngiltere arasında yapılacağını yazdı. Sayın Cumhurbaşkanımızın sorusunu buradan tekrarlayalım; Başka ülkelere Türkiye’nin iç işlerine karışma hakkını nasıl verirsiniz? Nitekim ‘Türkiye’yi kim yönetiyor?’

ALMANYA’DAKİ İLTİCA BAŞVURU SAYISI SON YILDA YÜZDE 203 ARTTI: Ülkemizde başka ülkelerden insanlar birikirken, gençlerimiz artık geleceğini bu ülkede göremiyor, yurt dışına çıkmak için fırsat kolluyor. Yetişmiş insan gücümüz ülkeyi terk ediyor. Yılın ilk 6 ayında yurtdışına çıkmak için başvuran doktor sayısı ise 1400 oldu. Son yıllarda başka ülkelere giden akademisyen sayısı 12 bini geçti. Yerli ve milli beşeri sermayemizi kaybediyoruz. Sadece Almanya’ya yapılan sığınma başvurularının sayısı son bir yılda yüzde 203 arttı. Suriye ve Afganistan ile birlikte bu ülkeye en çok iltica talebinde bulunan üç ülkeden biriyiz.

BAHÇELİ’YE AÇIKÇA SORUYORUZ, HATAY TÜRK TOPRAĞI OLURSA RAHATSIZ MISINIZ? ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyen fesli manyaktan, ‘Hatay’ın çoğunluğu Arap’ diyen memurdan, Hatay’ın Türkiye’ye katılmasından rahatsız olanlardan din öğrenenler, yerlilik, milliyet demeden konuşuyorlar. utanmak Buradan Bahçeli Bey’e açıkça soruyoruz Hatay’ın Türk yurdu olmasından da rahatsız mısınız? Siz ve ortağınız bu memur hakkında ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bunun cevabını bekliyoruz.

ÜLKEDE HER YERDE SİLAHLAR PATLADI: 85 milyon nüfuslu ülkemizde 4 milyon ruhsatlı, 36 milyon ruhsatsız silah bulunuyor. Ülkenin her yerinde silahlar patlıyor. Sokaklar vahşi batıya döndü. Limanlar uyuşturucu istasyonları oldu. İktidar, bunlarla uğraşmak yerine Akbelen’deki seyyar tuvaletin önüne kalkanlı jandarma barikatı kurmakla meşgul, vatandaşına imanlı bir yaşam sağlamak için üzerine düşen görevi yapıyor. Ekranları karartmakla, gazeteci Merdan Yanardağ’ı içeride tutmanın yollarını aramakla, gazeteci Barış Pehlivan’ı hapse atmak için kanunları esnetmekle meşgul. Sinan Ateş, cinayetin siyasi boyutunu ele alan savcıları görevden alıp değiştirmekle meşgul. İstanbul’da kaymakamlık teşkilatımızın ‘MuazZam’ standlarını durdurmaya kalkınca, Bursa’da valilik Nilüfer Belediyemizin müzik şenliğinde kimin yiyip içeceğine, kimlerin gireceğine karışınca belediyemiz bu müdahaleleri kabul etmiyor. nerede kalacak.

İL MEDYA İL BAŞKANIMIZ ELİF NUR YAMAK’I BAŞÖRTÜSÜNDEN LİNÇ TUTMAYA ÇALIŞIYOR: Bursa İl Gençlik Kolları Liderimiz ‘Gençler olarak birbirimizin yaşam tarzına ve dünya görüşüne saygı duyuyoruz. “Maalesef görevde olan bazı büyüklerimizin bu konuda çok büyük sorunları var” diyor. Vay be bunu diyen sen misin Yandaş medya, İl Başkanımız Elif Işık Yamak’ı başörtüsü yüzünden linç etmeye çalışıyor. Bunu basit bir genç hakkında yazanların burunlarına bir sürü pudra şekeri geldi. Kendine gel, sınırlarını bil.

ERDOĞAN HÜKÜMETİNİN DEVAMINDAN MEDET UMAN’A BAŞKA DEVLETLERE KARŞI DA ÇABA YAPTIK: Haksız, hukuksuz, adaletsiz bir seçim geçirdik. Tek bir devletin tüm gücünü pervasızca kullanan, sahtekarlık yapan, geçersiz görüntülerle övünen bir ekibe karşı değil, Erdoğan iktidarının devamını ümit eden diğer devletlere karşı da çaba sarf ettik. Genel seçim öncesi tüm tuşlara basıldı. Hatta yerel seçimler öncesinde ne varsa sonuna kadar kullanılacaktır. Mayıs seçimlerinden sonra yaşadıklarımız, yerel seçimlerde dirayetli olmazsak yaşayacaklarımızın sadece bir kısmı. Bir yandan bu hükümetin yanlışlarıyla mücadele etmeye devam ediyoruz. Gençlerimiz döviz garantili bal projelerine karşı çıkarken, ‘Pazar Yeri Şömine’ projesi ile kadın kolları çarşıda çarşıda vatandaşın yanında. Organizasyonlarımız sahada. İstanbul teşkilatımız tüm engelleme çabalarına karşı ‘MuazZam’ duruşuyla mahalle mahalle vatandaşlarla buluşuyor.

ANAYASA’YA AYKIRI İKİNCİ ANAYASA İLE İFADE EDİLEN MTV’NİN İPTALİ İÇİN ANAYASA MAHKEMESİNE DE BAŞVURU YAPTIK: ‘Milletin iradesinin tecellisi olan Meclis, bütün bu sorunlar ortadayken kapalı kalamaz’ dedik. Akbelen’deki ormansızlaşmaya son vermek ve hayat pahalılığına çözüm bulmak için Meclis’i iki kez olağanüstü toplantıya çağırdık. Anayasa’ya aykırı olarak ikinci kez vizyona giren MTV’nin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. TBMM’nin kapalı olduğu bu dönemde boş durmuyoruz. İllerimizde esnafımızla, çiftçimizle, işçimizle, emeklimizle, vatandaşımızın yanındayız. Bu çabaların yanı sıra partimizin yenilenme süreci de ilerlemektedir. İlçe kongrelerimizi hızla tamamlıyoruz. İl kongrelerimizin ardından kongremizi gerçekleştireceğiz. Kongremizi gerçekleştireceğiz ve yenilenmenin heyecanıyla bugün başarıyla yönettiğimiz şehirlerimize yeni ekiplerle yerel seçimlerde yenilerini ekleyeceğiz.

İLK SEÇİMİN SONUCUNU VE FATURASINI HER ZAMAN BİRLİKTE YAŞAYAK GÖRDÜK: Mayıs Genel Seçimleri ile başlayan seçim süreci, yerel yönetimler seçimleri ile son bulacak. Milletimiz ilk vizeyi Mayıs seçimlerinde verdi, nihai onayı da bu seçimle verecek. Hep birlikte yaşayarak ilk seçimin sonucunu ve faturasını gördük. Yerel seçimlerden sonra milletimizin daha kötü bir şey yaşamaması için tüm gücümüzle sahada olacağız. Yerel yönetim seçimlerinde tarih yazacağız. Bu gidişatı durduracağız.”

haberayvacik.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu